6 Mayıs 1983 yılında Kayseri’de doğdum. İlk, orta ve liseyi Kayseri’de tamamladıktan sonra Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünü kazandım. Liseden sonra tanıştığım mizah dergilerine küçük küçük espriler yollamaya başladım. Hayatımdaki her şey bir anda olmadı, iletişim olanakları imkansıza yakın bir zamandan geldim, Kayseri’de bozkırın ortasında orta halli bir aileden geliyorum.
İşçi bir baba ve ev hanımı bir annenin, dört erkek çocuğundan ikincisiyim. Babamın babası olan dedem Uşak’tan Kayseri’ye göç edip yerleşmiş. Anne tarafı ise Kayseri’nin yerlisi Kirişçi Ailesi.
İlkokuldan mizah yazarlığına gelene kadar birçok meslek dalında faaliyet gösterdim. İlkokulda pazarda saat sattım, meyve sebze sattım. Ortaokulda sigortacıda çalıştım, lisanslı amatör futbolculuk yaptım. Lise zamanlarımda mesai dozunu ve mesleki geçişlerini artırdım; trikotaj yaptım, tekstil fabrikasında çalıştım, oto yıkama personeli oldum, terzi kalfası oldum, sanayide sandalye masa imalat atölyesinde çalıştım, cep telefonu satıcılığı yaptım.
Üniversite de ise yine hem okuyup hem de çalışma mesaim bitmedi giyim mağazasında tezgâhtarlık yaptım, garsonluk yaptım, konser organizasyonu yaptım, reklam ajanslarında direct marketing elemanı olarak çalıştım.
Fakat bunları yaparken hep kıyıda köşe mizah dergisi okudum, bazen yemek paramdan dahi kesip mizah dergisi aldığım oldu. Ben de doğuştan gelen mutluluk var, gülmeyi, güldürmeyi seven bir yapım var, bunu mizah dergileri sayesinde kaleme dökmeyi öğrendim. Bulduğum esprileri mizah dergilerine göndermeye başladım, ismimle yayınlanınca çok hoşuma gitti ve daha da artırarak devam ettim, hem de beş kuruş para almadan. Amatörken ismimin orada olması bana yetiyordu.
Direct Marketing işi için hayatımda ilk kez İstanbul’a geldim. Ümraniye’de abimle birlikte göz odada kalırken hem Direct Marketing işini yapıyordum hem de daha önce mail yoluyla dergilere gönderdiğim esprileri sanki dergide çalışıyor gibi her hafta Penguen’in kapısına bırakıyordum. Serde Anadolu çocukluğu olduğu için kapıyı çalıp içeri girip “işte bunlar benim işim” diyemedim. Bir gün kapıya bırakırken fark ettiler ve içeri aldılar. Zarfla kapıya koyduğum her şeyi okumuşlar. İşe aldılar. Penguen’in diğer yayını olan Kemik’de başladım. Amatör hayat bitti, profesyonel mizah yazarı oldum.
Kemik’te yoğun bir şekilde çalışmaya başladım. Ayrıca hem Uluslararası İlişkiler okuduğum Biga İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ni ikinci sınıftan bıraktım hem de açık öğretim işletme fakültesini ikinci sınıftan bıraktım. Kemik’ten sonra Fermuar ve Gırgır dergilerinde çalıştım. Kemik’te düzenli çalışırken düzensiz olarak da Penguen’e espriler veriyordum.
Kendi dünyamı mizah dergilerinde tam ifade edemedim, potansiyelimi yansıtamadım mizah dergilerinde. Karikatürist çoktu, karikatüristler daha çok rağbet görüyordu ama benim gibi mizah yazarı olmak isteyen azdı, çünkü çok zor bir alan. Hep daha coşkulu, daha akışkan bir mecra aradım ve bu beni senaryo yazmaya itti. Çok fazla senaryo yazdım, imkan bulabildiğim her yere gönderdim. Çoğu zaman yazacak bilgisayar bulmakta bile zorlandım, emanet bilgisayarlarla senaryo yazdım, yapımcılara yol param olmadığı için çoğu zaman yürüyerek gittim. Esprilerim, oluşturmaya çalıştığım jargon ve yarattığım atmosfer çok anlaşılmadı. Yine mizah dergilerindeki gibi potansiyelimi yansıtamayacağımı düşünmeye başladım ama hiç pes etmedim, yeni hikayeler, yeni karakterler yazmaya ve yapımcıların kapısını aşındırmaya devam ettim.
Yazdığım senaryolarla kapı kapı gezerken yine kabul edilmeyen bir senaryomdaki mizahi dil Kanal D İç Yapımlar tarafından çok beğenildi. Kabul edilmeyen senaryodaki karakterler başka diziye aitti, yani spin-off senaryoydu. Orijinal bir senaryo yazmam istendi. Kendi ailemden, çocukluk ve ergenlik arkadaşlarımdan esinlenerek oluşturduğum Geniş Aile’yi dört gün sonra yazıp yolladım. Senaristlik kariyerim bu şekilde başladı.
Geniş Aile’de ailemden ve arkadaşlarımdan esinlendiğim karakterlerin hiç biri dizideki gibi komik değil, bilakis çoğunun gerçek hayatı tirajik. Dizide oluşturduğum bazı karakterlerin ise gerçek hayatımla hiç ilgisi yok, tamamen hayal ürünü. Fakat Geniş Aile’de mizah dergilerinde yansıtamadığım dünyamı ve mizahımı tam olarak yansıttım. Normalde dergiler bu konuda daha özgür alan olarak kabul edilir ama benim için tam tersi oldu.
Geniş Aile’yi yazdığım ilk zamanlar hala eve otobüsle gidiyordum. 129T’de giderken insanlar Geniş Aile’yi konuşuyor, benim esprilerimi birbirlerine yapıyorlardı. Ben de elimde laptop çantası onları dinliyordum. Bu işi yapabilmek için çok süründüm, çok risk aldım ama başardığımı o otobüsün körük kısmında tutunarak insanları dinlerken anladım.
2019 yılında ise yönetmenliğe adım attım. Kendi yazdığım bir sinema filmi ve iki tane de televizyon filmi çektim.